Sanat tarihi içerisinde önemli bir yere sahip olan sanat akımları sosyal gelişmeler, yönetim şekilleri ve bilimsel gelişmelerden etkilenerek ortaya çıkmıştır. Her sanat akımı ortaya çıktığı dönemde edebiyat çatısı altında kendine yer bulmuştur ve bu akımların temsilcileri ise fikirleriyle toplumda ses getirmişlerdir. Peki en önemli sanat akımları nelerdir?
- Sürrealizm
Sürrealizm bir diğer ifadeyle gerçeküstücülük en ilgi çekici sanat akımlarından bir tanesidir. Bu akım ilk kez Avrupa’da ve 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkmıştır. Sigmund Freud’un psikanaliz yönteminden etkilenen bu akımda bilinç ve bilinç dışı bir arada işlenmektedir. Akımın en önemli temsilcileri ise Salvador Dali, Paul Eluard ve Andre Breton gibi isimler olmuştur.
- Dadaizm
Dadaizm akımı Birinci Dünya Savaşı’nın olumsuz etkileriyle birlikte söz konusu dönemin sanat üzerindeki karşıtlığına tepki olarak meydana çıkmıştır. Bu sanat akımının temsilcilerine Dadaist denilmektedir. Alışılmışın dışında anlamlarda, biçimlerde ve dillerde eserler ortaya konulmaktadır. Esasında bu akım Sürrealizm’in temellerini oluşturmuştur. En önemli temsilcileri ise Max Ernst, Hugo Ball, Jean Arp gibi isimlerden oluşmaktadır.
- Fütürizm
- yüzyılın henüz başlarında İtalya’da ortaya çıkan bu akım estetik yargılara ve geleneklere karşı olarak ortaya çıkmıştır. Modernleşme, makineleşeme gibi kavramların sosyokültürel yapının temeli olması gerektiği üzerinde durmuşlardır. Bu akım kısacası her şeyin hareket halinde olduğunu, durağan olmadığını ifade etmektedir. Bu akımın en önemli temsilcileri ise; Carlo Carra, Gino Severini, Filippo Tommaso Marinetti gibi isimler olmuştur.
- Kübizm
Empresyonizm akımına karşı olarak çıkan Kübizm akımı nesnelerin geometrik cisimlere indirgenmesini ifade etmektedir. Bu akımın temsilcilerine göre nesneler görünenden ibaret değildir. Bu akımın en önemli temsilcilerinden biri ise şüphesiz ki Pablo Picasso’dur. Neredeyse tüm eserlerinde bu akımın etkilerini görmek mümkündür.
- Minimalizm
Minimalizm akımı hayatımıza 1960’lı yıllarda girmiştir. Soyut dışavurumculuğun şekle dönüşmesine karşıt olarak ortaya çıkmıştır. Bu akımın temsilcileri nesneyi salt nesne olarak görmekte ve bunu savunmaktadır. Ayrıca nesnelerin sembolik karşılıklarını ise minimum düzeye indirgemeyi hedeflemişlerdir. En önemli temsilcisi ise Carl Andre olarak bilinmektedir.