Homo sapiens son dönemlerde sıkça anılan bir kavramdır. Peki nedir bu homo sapiens? Homo sapiens esasında günümüzdeki insan türünü ifade etmektedir. Latincede homo sapiens “bilge adam” demektir. Gerçekten de zeki bir primat türü olduğu çeşitli araştırmalar ile kanıtlanmıştır. Bir zamanlar pek çok primat türü mevcut halde olsa da günümüzde bu türlerin ve bu türlerin alt türlerinin nesli tükenmiş durumdadır.
Homo sapiens dünyanın birçok yerinde yayılım göstermişlerdir. Ancak en fazla görüldükleri yerler; Afrika, Asya, Avustralya, Amerika ve Avrupa kıtaları olmuştur. Kökenleri iki farklı şekilde incelenebilmektedir. Birincisi Afrika’dan çıkan kökenlerdir. Yaklaşık 250 bin yıl önce Afrika’dan çıkarak farklı coğrafyalara yayıldıkları varsayımı mevcuttur. Bir diğer varsayım ise çok merkezli evrimdir. Bu varsayımda homo sapienslerin kökenlerinin daha eski olduğu kabul edilmekle beraber bulundukları coğrafyanın özelliklerine göre evrim geçirdikleri düşünülmüştür.
Homo sapiensler dünyadaki tüm yolculukları boyunca farklı insan türleri ile karşılaşmış, bu türler ile çeşitli mücadelelere girmiş ve etkileşim içerisinde bulunmuşlardır. Homo Sapienslerin çok sosyal varlıklar olduğu varsayılmaktadır. Aile, akrabalık, devlet ilişkileri gibi pek çok kavramlar Homo Sapiensler için de mevcut durumdaydı. Toplumsal yapılanma daha çok iş birliği ve rekabet amaçlıydı. Homo Sapiensler arasındaki toplumsal etkileşim farklı değerlerin, normların ve ritüellerin oluşmasına sebep olmuştur. Ayrıca merak duygusu çevreyi anlamalarına, çevrede değişiklikler yapmalarına ve bu bağlamda; bilim, felsefe, mitoloji, din gibi alanların gelişimlerine de katkıda bulunmuşlardır.
Homo Sapienslerin genleri, fizyolojik özellikleri, hastalıklara yakalanmada yatkınlıkları, zihinsel becerileri, vücut tipleri, ömür süreleri farklı varyasyonlara sahipti. Bu özellikler özellikle de genetik yatkınlıklar ve fiziksel özellikler bireyden bireye farklılık göstermekteydi. Ancak yapılan araştırmalarda Homo Sapienslerin %99 oranında genetik benzerliğe sahip olduğu bulgulanmıştır. Bununla birlikte eril ve dişi bireyler arasındaki genetik farkların daha yoğunlukta olduğu görülmüştür. Örneğin kadınların vücut yağ oranlarının erkeklere oranla daha yüksek olduğu ve yine kadınların erkeklere göre daha uzun bir ömür süresine sahip oldukları tespit edilmiştir.