Diyabet Nedir?
Diyabet hastalığı, pankreastaki beta hücreleri tarafından kan şekerini düzenleyen insülin hormonu salgılanmadığı zaman ortaya çıkar. Dünya üzerinde yaklaşık 170 milyon insanda görülen bu hastalık hayat kalitesini düşürür ve insan hayatında yaşanılabilecek birçok komplikasyon riskini yükseltir. İki tip diyabet hastalığı vardır, bunlar tip 1 ve tip 2 diye adlandırılır. Tip 1 diyabetin nedeni hala bilinmemekte. Hastanın kendi beta hücrelerini yok etmesi sonucu ortaya çıkmakta, bu bir otoimun hastalıktır. Beta hücreleri tarafından üretilen insulin, çok önemli olan bir hormondur: karbonidrat, yağ ve proteyin metabolizmasını ve kan şekerini düzenler. Beta hücrelerinin yok olmasıyla, vücütta insulin seviyesi azalıyor ve dolaşan glukoz damarlara, gözlere, böbreklere, beyine, sinirlere ve kalbe zarar verebiliyor. Tip 1 diyabet genelde çocukları ve 30 yaşından küçükleri etkilemekte. Otoimmün bir hastalık olduğundan dolayı, herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir.
Tip 2 diyabetinin nedeni tam olarak bilinmemekte. Genetik faktorü olduğu düşünülmekte, ancak daha çok yaşam tarzı ve çevresel etkilerden ortaya çıktığı düşünülüyor. Obezite bu hastalıkta büyük bir rol oynamakta, tip 2 diyabet hastalarının yüzde sekseni obez olduğu bilinmekte. Zamanla vücüt insuline dayanıklı oluyor ve beta hücreleri insulin üretmiyo.
2030 yılında 552 milyon insanın diyabet hastalığına yakalanması tahmin ediliyor.
Diyabet nasıl tedavi edilir?
Diyabet hastalığının tam tedavisi bulunmamaktadır. Her ne kadar tip 2 diyabet hastalığı diyet ve düzenli egzersiz ile kontrol altında tutuluyorsa da Tip1 diyabet (juvenil) hastaları için bu geçerli değildir. Tip 1 diyabet hastaları gün içinde birçok kez kanlarındaki şeker seviyelerini kontrol etmekte ve ihtiyaç duyulması halinde insülin iğnesi kullanmak zorundadırlar. Düzenli olarak insülin iğnesi kullanılsa bile şeker seviyesini normal düzeyde tutmak zordur. İnsülin iğnesinin yüksek dozda kullanılması durumunda ise şeker seviyesinin aşırı şekilde düşmesine (hipoglisemi) sebep olabilir.
Pankreas transplantasyonu yaklaşık 50 senedir yapılmakta, ancak büyük bir ameliyat olduğundan dolayı, ölüm riski 1-3% olup, kalp komplikasyonları ve enfeksyon karşılanan sorunlar. Aynı zamanda, transplantasyon sonrası, hayat boyu hastanın yeni organi reddetmemesi için immün sistemi bastıran ilaçlar alması gerekiyor ve bu enfeksyonlara sebep olabiliyor.
